skip navigation
29 Nisan 2025 tarihinde Durna Yıldırım tarafından yayınlandı.

Zamanı ve Mesafeleri Aşan Bir Kardeşlik ‘Türk-Japon Dostluğu’

Tarihin sayfalarında, dostluklar çoğu zaman zorlu sınavlardan geçerek ölümsüzleşir. Türk ve Japon halkları arasındaki bağ da böyle bir hikâyeye sahiptir.

1890 yılında, Japonya’ya dostluk mesajı taşıyan Ertuğrul Fırkateyni, dönüş yolunda Kushimoto kasabası açıklarında fırtınaya yakalanarak batmış, yüzlerce Türk denizcisi şehit oluştur. Ancak Japon halkı, tüm imkansızlıklara rağmen sağ kalan denizcileri (69 kişi) kurtarmış, yaralarını sarmış ve onları büyük bir şefkatle ağırlamıştır. Bu yardımseverlik, iki halk arasında gönüllere işleyen ebedî bir dostluğun temelini atmıştır.

Bu bağ, zamanla unutulmamış; aksine yeni nesillere aktarılmıştır. 1985 yılında İran-Irak Savaşı sırasında, Tahran’da mahsur kalan 215 Japon vatandaşı, Türk Hava Yolları’nın düzenlediği özel seferlerle kurtarılmıştır. Türkiye, yüzyıl önce Japonya’nın gösterdiği insanlık örneğinin hatırasını yaşatarak, vefanın ve kardeşliğin en güzel örneklerinden birini sergilemiştir. Ayrıca bu davranış, Japon kültüründe derin bir yere sahip olan “ongaeshi”(恩返し) - yapılan iyiliğe karşılık verme – ruhunun yaşayan bir örneği olmuştur.

Türk-Japon dostluğu; coğrafi uzaklıklara, zamana ve değişen dünyaya rağmen menfaatlere değil, karşılıklı vefaya, saygıya ve insan sevgisine dayanan nadir bir kardeşliktir. Aradan geçen yüzyıllara rağmen, bu bağ her iki milletin kalbinde yaşamaya ve güçlenmeye devam etmektedir ve edecektir.